İrritabl Bağırsak Sendromu ve Tıbbi Beslenme Tedavisi Sanko Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Dağlı: Bir Bilim Olarak Beslenme ve Diyetetik Yaşam Kalitesinin Yolunu Gösteriyor
SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü tarafından “İrritabl Bağırsak Sendromu (IBS) ve Tıbbi Beslenme Tedavisi” konulu panel düzenlendi.
SANKO Üniversite Hastanesi’nde düzenlenen panelin açılışında konuşan Rektör Prof.
Beslenmenin bilimin bir parçası olarak kabul edildiğinin hatırlatılmasıyla bu alandaki birçok uygulama bilimsel çalışmalarla destekleniyor. Dağlı, SANKO Üniversitesi olarak bu tür bilimsel toplantılar ve işbirlikleri düzenlemekten büyük mutluluk duyduklarını kaydetti.
Prof. Dr. TÜRKAN PAŞİNLİOĞLU
Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türkan Pasinlioğlu da böylesine değerli bir düzenlemeye ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını ifade etti.
prof. Pasinlioğlu, “Alanında uzman değerli konuşmacılarımızın yer alacağı panelimizin siz değerli katılımcılarımıza ve öğrencilerimize bilimsel ve mesleki anlamda büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum” dedi.
Prof. Dr. EFSUN KARABUDAK
Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Efsun Karabudak, İBS hastalarının tanı ve tedavisi için harcanan maliyetlere iş gücünden kaynaklanan maddi kayıpların da eklenmesinin önemli bir sorun olduğunu belirtti.
Uzmanların IBS için ‘öngörülemeyen bir deniz gibidir, bazen dalgalanır, bazen durur’ benzetmesi yaptıklarını anlatan Prof. bu dalgalı ve berrak denizin tarlası. Tüm konuşmacılara ve katılımcılara teşekkür ediyorum” dedi.
DOÇ. Dr. NİMET YILMAZ
Doç. Erdal Uysal ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Dr. SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Gastroenteroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuba Ustaoğlu. Dr. Nimet Yılmaz “İrritabl Bağırsak Sendromu (İBS) Patofizyolojisi” konusuna değindi.
“İBS, kronik tekrarlayan karın ağrısı veya rahatsızlığı ve bağırsak alışkanlıklarında değişiklik ile karakterize, yaşamı tehdit etmeyen ancak hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde bozan, yaygın görülen fonksiyonel bir gastrointestinal hastalıktır” diyen Doç. Dr. Yılmaz şöyle devam etti:
“Dünya genelinde görülme sıklığı yüzde 10-15 arasında olan İBS bölgesel farklılıklar gösterse de en çok kadınlarda görülüyor. 60 yaşından sonra nadiren görülür. Karın ağrısı, gaz, şişkinlik, kabızlık veya ishal gibi şikayetlerle başvuran hastalarda detaylı değerlendirme ve muayeneler sonucunda organik bir patoloji bulunamadığı zaman İBS tanısı akla gelir.
İBS’nin patofizyolojisi çok faktörlüdür ve psikolojik, genetik, psikososyal, bilişsel ve çevresel faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıktığı bilinmektedir. Hastalarda artan uyaran algısı normal popülasyona göre daha yaygındır.
Diyet, mental faktörler, geçirilmiş enfeksiyonlar, bağırsak florasındaki değişiklikler, mide ve bağırsaklardaki motilitedeki değişiklikler, bağırsakta bakteri üremesi, bağırsak mukozal inflamasyon ve beyin-bağırsak sistemi etkileşimi gibi pek çok faktör hastalığın kaynağında ve gelişmesinde rol oynar. hastalık.
Dr. ÖĞRETMEN ÜYE SEZGİN BARUTÇU
Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü. Öğretim Üyesi Sezgin Barutçu, “İrritabl Bağırsak Sendromunun Tıbbi Tedavisi” hakkında açıklamalarda bulundu.
Halk arasında ‘irritabl bağırsak’ olarak bilinen IBS’nin her 10 kişiden birinde görülebilen çok yaygın bir durum olduğunun altını çizen Dr. Öğretim Üyesi Barutçu, “Hastaların günlük yaşam kalitesini etkileyecek şekilde şikayetlere neden olan İBS, iş gücü kaybına da neden olabileceği için de çok önemli” değerlendirmesinde bulundu.
Risk faktörlerinin gerginlik, geçirilmiş bağırsak enfeksiyonları, antibiyotikler ve buna bağlı olarak bağırsak florasının bozulması olduğunu vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Barutçu, şu bilgileri paylaştı:
“Hastalarda beyin-bağırsak aksının bozulması da hastalığın ortaya çıkmasında çok önemli rol oynuyor. Kanserle karışabilecek bulgular olduğu için ileri yaş, kilo kaybı, anemi, ilaca dirençli semptomlar, kanlı ishal ve gece şikayetleri olan hastalarda mutlaka ileri tetkik yapılmalıdır.
Ancak İBS’nin kansere dönüşmeyeceği akılda tutulmalıdır. Diyet tedavide önemli bir rol oynar. Medikal tedavi daha çok semptom odaklıdır. Gerginlik bu hastalıkta değerli bir rol oynadığı için tedavi bazen psikiyatrik takviye gerektirebilir.”
Dr. ÖĞRETMEN ÜYE TUBA USTAOĞLU
SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Tuba Ustaoğlu, “İrritabl Bağırsak Sendromunda Tıbbi Beslenme Tedavisi” hakkında paylaşımda bulundu.
İBS’nin günümüzde kesin bir tedavisinin bulunmadığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Ustaoğlu, araştırmalarda hastalığın belirtileri ile besin tüketimi arasında ilişki olduğunu bildirildiğini söyledi.
Hastalara öncelikle yaşam tarzlarını ve beslenme alışkanlıklarını değiştirmelerinin önerildiğini hatırlatan Öğretim Görevlisi. Üye Ustaoğlu, bu önerileri şöyle özetledi:
“Bu hastalığın klasik diyet önerileri; sistematik öğün tüketiminin sağlanması, aşırı öğün tüketiminden kaçınılması, yağlı, gaz yapıcı, kafeinli besinler ve gazlı içeceklerin tüketiminin azaltılmasıdır.
Son zamanlarda diyetteki fermente oligosakkaritler, disakkaritler, monosakkaritler ve poliolleri azaltma prensibine dayanan FODMAP diyeti ile gluteni elimine eden glutensiz diyetin IBS semptomlarının iyileşmesinde olumlu etkileri olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır.
Diyetisyen NİHAL ÖZDEMİR
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi Diyetisyeni Nihal Özdemir de “İrritabl Bağırsak Sendromu ve Vaka Sunumu” yaptı.
Hastaların genellikle tekrarlayan karın ağrısı, ishal, kabızlık, şişkinlik, gaz ve karın ağrısı şikayetleriyle doktora veya diyetisyene başvurduklarını hatırlatan Özdemir, “Güncel araştırmalar beslenme düzenlemelerinin bağırsakları düzelterek IBS semptomlarını iyileştirdiğini gösteriyor” ve beslenmenin önemini dile getirdi.
11 yıldır sürdürdüğü mesleğinin 6 yılında IBS olaylarını yakından takip ettiğini kaydeden Özdemir, konuşmasına şöyle devam etti:
“Tecrübelerime dayanarak diyetisyenlerin görevinin büyük olduğunu düşünüyorum. İBS’de beslenme tedavisinin temeli hasta ile iyi bir bağ kurmaktır. Hastaların yaklaşık yüzde 70’i semptomların başlamasının veya şiddetlenmesinin süt ve süt ürünleri, buğday ürünleri, lahana, soğan, fasulye, acı baharatlar gibi duyarlı gıdalardan kaynaklandığını ve glütensiz ve laktozsuz pek çok şeyi deneme eğiliminde olduğunu bildiriyor. diyetler
Nütrisyon tedavisindeki amacımız, yeterli besin alımını sağlamak, diyeti spesifik IBS semptomlarına göre ayarlamak ve hastaya gıdanın semptom yönetimindeki potansiyel rolünü açıklamaktır. Olaylarımıza öncelikle hastayı doktorla birlikte teşhis koyduktan sonra tedavi olacağına ikna ederek başladık. Psikoterapi tedavi sürecinin değerli bir parçası olduğu için grubumuzdaki psikiyatrdan hastalarımız için takip sürecinde destek istedik.”
Beslenme ve Diyetetik Bölümü 4. sınıf öğrencisi Melda Kara ve Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ayşen Bayram’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen panele çok sayıda akademisyen ve öğrenci yoğun ilgi gösterdi.
Sunumların ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan konuşmacılara teşekkür ve hediyeler takdim edildi ve fotoğraf çekimi ile program sona erdi.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
